Baha Akıner | | TOROS RÜZGARI
Baha Akıner

Baha Akıner


10 Kasım 1938, Perşembe, o kara gün… 

Saat, 9'u altı geçiyor... 

Dolmabahçe Sarayı, tek el silah sesiyle irkildi. Sedef kabzalı Smith Wesson'un namlusundan çıkan mermi, adeta çığlık gibi koridorları dolaştı. Hemen alt kata koştular.

Salih Bozok kanlar içinde yerde yatıyordu. Silahı kalbine dayamış, tetiğe basmıştı. Atatürk ile birbirlerine öylesine yakındılar ki; Mustafa Kemâl evlendiğinde, Latife Hanım’ın şahidiydi. Zübeyde Hanım rahmetli olduğunda; Mustafa Kemal yetişememiş, Salih Bozok toprağa vermişti.

Biz yine dönelim Dolmabahçe Sarayı’na, o melun zamana: Saat 9'u beş geçe, vefat ettiğinde, Mustafa Kemâl'in başucundaydı Salih Bozok...

Elini öptü Ata'sının, hiç kimseyle konuşmadan odadan çıktı. Alt katta kendi odasına geçti. Her daim belinde taşıdığı beylik tabancasını çekti. Soğuk namluyu iman tahtasına dayayıp, tetiğe bastı…

Ölmedi Salih Bozok...

Mermi, kalbinin 2-3 milim yanından sıyırmıştı. Apar topar Şişli Sıhhat Yurdu'na kaldırıldı, ameliyat edildi. -Sözde- kurtarıldı. Canlı cenaze gibi yaşamaya devam etti sonrasında. Canından çok sevdiği Mustafa Kemâl'iyle gidememişti.

Hayattan elini, eteğini çekti. Evinden, odasından çıkmadan anca 2 buçuk yıl devam edebildi. Mermiyle delemediği kalbi, kahrından kendi kendine 25 Nisan 1941 tarihinde, Yalova’daki evinde durdu. 

Şimdi orada, birlikteler Ata’sıyla…

Rahat uyu Ata’m, rahat uyu Salih Bozok, rahat uyuyun bu toprağı kanlarıyla sulayan cesur, vatansever atalarımız; biz varız!..

Bizden önceki dedelerimiz gibi, bizden önceki babalarımız gibi, dedelerimizden - babalarımızdan bize kalan mirası, vatanımızı, Cumhuriyet’imizi; çocuklarımıza, torunlarımıza bırakacağız…

Rahat uyuyun. Minnet ve saygıyla…



ARŞİV YAZILAR