İlk açılan yara kapanmaz,
İlk kopan fırtına dinmezmiş yüreğinde.
Yıllar geçti de, öyle anladım…
Dağların doruklarından meltem toplayıp;
Yüreğini, yüreğimde bulduğum.
Yıllarca seferi yalnızlıklarımda,
Uçurum diplerinde peşinden koştuğum…
Geleceği çalınmış,
Dolu dolu bir hayatta bulmuştum SEN’i.
Elden ne gelir; tamamlan(a)mamış,
Eksik bir hayata uğurladım…
Hayâllerim vardı, bir de umutlarım.
Savruldum hep, hep ve daima;
Hüzünlerimde can kırıklıklarımla,
Sonu gelmez rüzgârlara kapıldım…
Uyan desem sana,
Geri dönülmez uykulardan;
Şimdi SEN’i bekliyor düşlerim…
Elimde moru maviye çalmış ortancalar;
Hatırımda hep, en sevdiğin çiçeklerin…
Ege’de ya da Çukurova’da.
Ya da herhangi bir köyde, kasabada, diyarda.
Memlekette belki, doğduğumuz topraklarda.
Toprağa sıkı sıkıya sarılmış;
İki, birbirine bakan kasımpatı olalım, razıyım…
Vuslat imkânsız, biliyorum.
Ne imlâ, ne satır arası, ne paragraf.
Başı, sonu; boşluk yok, dopdoluyum…
Bu yitik zamanda,
Alacakaranlığında şafağımın;
Umarsızca, SEN’i yazıyorum…
Bu gündoğumunda;
SEN’den uzak,
SEN’i yazdıkça,
Kalemim yordamıyla sana yaklaşıyorum…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.