Ercan Güneş Mersin’de yaşayan bir meslektaşım. 1961 Gaziantep İslahiye doğumlu, evli bir çocuk babasıdır. Gençliğinde tiyatro ile tanışmış, yönetmenlik ve oyunculuk yapmıştır. Ayrıca bölgede birçok tiyatronun oyunlarını sergilenmesine ön ayak olmuştur. Bu faaliyetler sırasında birçok yerel ve ulusal tiyatro sanatçısıyla yolları kesişmiştir. Bu anılarını “Sanata Dair Yaşananlar” adlı kitabında topladı.
Ercan tiyatro hayatından sonra medyada çalışmaya başladı. Birçok ulusal gazetenin temsilciliğini yaptı, yerel gazetelerde çalışmalarını sürdürdü. Uzun süreden beri de Mersin Ticaret Borsası’nın basın danışmanlığını yapmaktadır. Basındaki çalışmalarını ve anılarını “Ah Medya Vah Medya” adlı ilk kitabında anlatmıştı. O kitabın içeriğini ve tanıtımını siz değerli okurlarla paylaşmıştım.
Ercan Güneş ikinci kitabı olan “Sanata Dair Yaşananlar”ı geçenlerde Ticaret borsası salonunda yaptığı toplantıda medya ile tanıştırdı. Toplantıya Ticaret Borsası yönetim kurulu başkanı Abdullah Özdemir, Meclis başkanı Münir Şen, Mersin Gazeteciler Cemiyeti başkanı Kaya Tepe ve hemen tüm basın mensupları katıldı. Ercan arkadaşım kitabında Mersin’de yaşayan tiyatro oyuncularını da unutmamıştı. Yazar-yönetmen-oyuncu Ali Pehlivan, oyunculardan Ferit Sağlam, Hüseyin Tuna,Tahir Tel, Nilgan Uygun, Yunus Özdemir ve Şevket Çoşkun’da toplantıdaydı.
Elbet ilk konuşmayı Abdullah Özdemir yaptı. Özdemir konuşmasına başlamadan yanımdaki meslektaşıma “Bak şimdi kahkahalar ve alkış kopacak” dedim. Gerçektende öyle oldu. Özdemir’in her cümlesi alkışlandı. Kendisi Mersin’de basın ile çok sıcak diyalog kuran ender kişilerdendir. Ayrıca katıldığı her toplantıda esprileri ile karşısındakileri sıkmayan bir yöneticidir. Özdemir “Değerli dostlarım, bakın değerli gazeteci arkadaşlarım demiyorum, ‘dostlarım’ diyorum. İlk defa birisini kıskanıyorum. Çünkü bu salon şimdiye kadar bu kadar basın mensubunu bir araya getirmemişti. Bunu Ercan başardı. Kendisiyle çalışmaktan çok mutluyuz” dedi.
Bazı toplantılara -özellikle siyasilerin toplantılarına- fazla katılmıyorum. İmza günleri, sergiler, üretim yapan iş insanları, üreten çiftçiler, işçiler ve sağlıkçılar daha fazla ilgi alanıma girdiğinden gücüm yettikçe takip ediyorum. ‘Dinle Kızım Elif’ kitabını yazan Dr. Ruhsar Uçar’ın imza günü de çok kalabalıktı. Doğaldı, çünkü kendisi Mersin’de birçok sosyal soruna dokunmuş, çözümleri için çırpınmıştı. Başka bir yazımda Sayın Uçar’ı yazacağım. Peki Ercan Güneş’e bu kadar ilginin nedeni neydi? Güneş hep güler yüzlü, hep beyefendi, hep yardımseverdir. Giyimiyle, oturuşuyla, mutevazılığıyla birçok meslektaşımıza örnek bir kişilik sergilemiştir. En önemli özelliği ise çalışkanlığıdır. Bu kadar işinin içinde kitap yazması bu üretkenliğini gösteriyor.
Ercan gibi bir arkadaşımın ve meslektaşımın olması beni mutlu ediyor. Kendisine mutlu ,sağlıklı ve üretken bir yaşam diliyorum.
Ayrıca Ercan Güneş ardaşın bizimle paylaştığı metni sizinle paylaşıyorum.
Bu yaşıma kadar hep insan biriktirmeye çalıştım. Bunu yaparken de kimseyi kırmamaya, üzmemeye özen gösterdim. Pandemi nedeniyle ilk kitabım olan ‘Ah Medya Vah Medya’ için siz değerli basın mensuplarına imza ve tanıtım günü yapamamıştım. İçimde ukde kalmıştı. Bugün ‘Sanata Dair Yaşananlar’ adlı ikinci kitabımın tanıtım ve imza gününde bir araya gelebildik. Hoş geldiniz. Aslında bu kitabın imza gününü 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü için tasarlamıştım ancak çeşitli nedenlerden dolayı bunu gerçekleştiremedim ve doğum günüm olan bugüne denk getirdim. Bu vesileyle buraya kadar gelerek bana çifte mutluluk yaşattığınız. Beni onurlandırdığınız için sizlere ayrı ayrı çok teşekkür ederim.
Kitap tiyatro yaşamım ve sanatsal organizeler yaptığım yıllara ait derlediğim anılarımdan oluşmaktadır. Alanında Mersin’de bir ilktir. Amacım Mersin’de bir dönem tiyatroya emek veren sanatçıların emeklerini gün yüzüne çıkartmaktır. Kitabın kapağında geleneksel Türk Tiyatrosunun bir birinden değerli altı hazinenin resmi bulunmaktadır. Bunların ortak özelliği tiyatrodaki kavuk geleneğinde kavuğun sahipleri olmalarıdır. İlk kavuklu olan Kel Hasan ve İsmail Dümbüllü’yü tanıma şansım olmadı ama sonraki kavuk sahiplerinden Münir ÖZKUL, abi kardeş ilişkisine sahip olduğum Ferhan ŞENSOY, Rasim ÖZTEKİN ve Şevket ÇORUH’la tanışma şerefine eriştim. Hayatta kalan son kavuklu olan Şevket ÇORUH’a uzun ve sanatla dolu başarılı bir ömür dilerim. Ayrıca kitabıma ön söz yazma nezaketinde bulunan Türk Tiyatro ve Sinemasına emek veren değerli sanatçılar Altan ERKEKLİ ve yakın dostum Altan GÖRDÜM’e de teşekkürü bir borç bilirim.
On iki yıldır Mersin Ticaret Borsasında görevim gereği benden önce var olan kurum ve sizler arasındaki ilişkileri bu süre zarfında sağlıklı sürdürdüğüm inancımdayım. Hizmet ettiğim süre boyunca desteklerini gördüğüm büyüğüm Borsamız Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah ÖZDEMİR’e teşekkürlerimi sunuyorum ve konuşmasını yapması için mikrofonu ona bırakıyorum. Katılımınızından dolayı tekrar teşekkür eder saygılar sunarım.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.