Doktor Haluk Bozdoğan

            Yusuf Çelik

            Dr. Haluk Bozdoğan Mersin’in Tarsus ilçesinin CHP’den seçilmiş Belediye Başkanı.  Eskiden beri CHP’nin kalesi olarak bilinen, daha sonra MHP’ye geçen Tarsus Belediyesini 25 yıl sonra Bozdoğan’ın adaylığıyla tekrar CHP kazanmıştı. Çünkü Haluk Bey gerektiğinde parasız muayene yapan, teşhisi kuvvetli, iyi bir doktordu. Halk tarafından seviliyor ve CHP dışındaki kesimlerden de oy alıyordu.

            Peki Haluk Bozdoğan bu 5 yıl içinde belediyelerin yapması gereken normal faaliyetler dışında neler yapmıştı?

            Her gün öğle aralarında ve hafta sonu tatillerinde yurttaşlara ücretsiz sağlık hizmeti veriyordu.

            Ankara’da 18 adet belediye kreşi varken, 500 bin nüfuslu ilçede 20 adet kreş yaptırdı. Piyasadaki kreşlerde 5000 TL olan kreş ücreti 1440 TL idi.

Ekmeğin piyasa fiyatı 7,5 TL iken, ayda 2 milyon ekmek üreten Halk Ekmek fabrikasının ekmeği 4,5 TL’den satılıyor.  Ayrıca Ramazan ayı boyunca ekmek 1 TL’den satılacak.

546 km asfalt, 30 futbol sahası büyüklüğünde yeşil alan yaptı. 37 adet okuma, kurs ve etüt merkezi yaptı. Buraya gelen öğrencilere ücretsiz sıcak çorba ve içecek sağladı.

Ayrıca pandemi döneminde de meslek gereği önemli çalışmaları oldu.

            CHP, önümüzdeki belediye seçimlerinde Haluk Bozdoğan’ı tekrar aday göstermedi. Anket mi yaptırmıştı? CHP Tarsus üyelerinin önüne sandık mı koydu, Haluk Bozdoğan’ın bir açığı mı vardı? Bilinmiyor, çünkü hiçbir gerekçe göstermediler.

            Dr. Haluk Bozdoğan da Memleket Partisi’nden aday oldu. Genel Başkan Muharrem İnce birkaç gün önce Tarsus’a geldi. Bülent Ecevit’in anıtının kurdelesini kesti, bazı tesislerin açılışını yaptı. Aynı zamanda Mersin ve Tarsus gazetecileriyle bir araya geldi. Yoğun ilginin olduğu basın toplantısında birçok meslektaşım sorular sordu. Ben de sordum.: “Bu kararı alırken “Kanaat önderleriyle mi görüştünüz, size oy verenlerin fikrini mi sordunuz, anket mi yaptırdınız?”. Sorumu o anda yanıtsız bırakan Bozdoğan daha sonra yanıma gelme nezaketini göstererek “Evet birçok danışma toplantısı yaptım, ayrıca toplumda saygınlığı olan bir iki şirkete de anket yaptırdım. Sonuçlarını göreceksiniz “ dedi. Keşke bunu herkesin duyacağı bir şekilde söyleseydi.

            Diyorlar ki, Muharrem İnce ve Haluk Bozdoğan oyları bölecek. Evet, doğru, bölecek. Peki tüm suçu İnce ve Bozdoğan’ın üstüne atmak doğru mu? Liyakati, başarıyı, fedakârlığı bir kenara bırakıp ahbap çavuş ilişkileri içinde, “bana yakın mı, uzak mı?” hesapları yapan, tabanı hesaba katmayıp bir ilin, bir ilçenin kaderiyle oynayanların hiç mi suçu yok? Kime sorduysam Bozdoğan’a haksızlık yapıldığını kabul ettiler. Ancak yine de “CHP’ye zarar vermesinler” diyorlar. Esas zararı verenleri görmek istemiyorlar.

            Peki bir orta yol, bir çare yok mudur? Bence var ama günümüzdeki siyasi parti anlayışlarıyla ne kadar uyuşur bilemem. Demem o ki, Tarsus’u Memleket Partisi’ne bırakamazlar mı? Bırakırlarsa dünyanın sonu mu gelir?

Bu arada olası yanlış anlamaları önlemek için şunları da söylemek isterim: CHP üyesi değilim. CHP’nin iç işlerine karışmak gibi bir işgüzarlığa da düşmem. Ama Cumhuriyetimizin kurucu partisi, Mustafa Kemal’in emaneti olan CHP’nin bu tür hatalar yapmasına da üzülüyorum. Bu tür haksızlıkların sadece Bozdoğan’a değil başka belediye başkanlarına da yapıldığını biliyorum.

            Dr. Haluk Bozdoğan, Tarsus’un yoksul dostu rahmetli Dr. Hüsnü Erdem’i (Zeyneloğlu) örnek almış bir doktordur. Hüsnü Erdem’in kızı olan eşim Şadiye Zeyneloğlu ile de tanışırlar. Ama seçildiği günden beri ne ben ne de eşim kendisiyle hiç görüşmedik. Üstelik genel yayın yönetmenliğini yaptığım torosrüzgari.com haber sitesi’ne Toroslar, Akdeniz, Mezitli, Yenişehir ve Büyükşehir belediyelerinden reklam aldığım halde Tarsus Belediyesinden (haberlerini de verdiğim halde) 25 kuruş para almış değilim.  Muharrem İnce ile birlikte basına verdikleri kahvaltıda kendisiyle ayaküstü görüştük.

Yaşadığım kent olan Mersin’i de yakından ilgilendiren bu konuyu yazıya dökme nedenim tamamen vicdani ve ahlakidir.