Can Cana,Yürek Yüreğe…

Baha Akıner yazdı "Can cana,yürek yüreğe

Böyle büyüdük biz, böyle öğretti büyüklerimiz. Can cana, yürek yüreğe, sırt sırta, el ele, gönül gönüle...

Mücadeleyse, birlikte mücadele; eğlenmekse, hep birlikte...

Yalnız kalmadık ki, yalnızlık hissedelim. Yalnız bırakılmadık ki, tek başına yol katedelim. Hep, hep birlikte...

'Suyuna tirit' derler ya, suyuma tiritim ben. Biri çılgın hissettiğinde, onunla çıldırasım; biri üzgün hissettiğinde, onunla birlikte ağlayasım gelir...

Kimi der, "Tez canlı!" Öyleyim...

Tez'ini mezini bilmem; hayata dair canlıyım, heyecanlıyım. Can'ı, canlıyı; alıp, hemen, gönlüme koyarım...

Tez kandırabilirsin beni mesela. Yüzüme, gözüme baka baka; hâlâ, evet hâlâ beyana inanırım...

Çocukken biz de çok çocuktuk da; şimdi büyüdük sanırım, eşşek kadar olduk...

Küçükken biz de hep öğrenciydik, öğrenmeye ve gelişmeye açıktık da; şimdi değişmedi bir şey, hâla ve hâlâ bilgiye-öğrenmeye açığız ama sanırım eşşek kadar olduğumuzda ve şu hayat cenderesinde bir şeyleri görüp yaşadığımızdan, bazen bildiklerimizi ve tecrübelerimizi aktarmaya başladık...

"Bazen" diyorum, çok şükür; insan yetiştirmek için büyük fırsat...

3 günden beri -en olmak istediğim- mertebedeyim üzerinize afiyet dostlar. Bir eğitim kurumunda "Reklam ve Metin Yazarlığı" konusunda bildiklerimi ve tecrübelerimi aktarmaya çalışıyorum...

Hem de gözleri ışıl ışıl parıldayan, yüreklerini sere serpe açan; bilgiye, görgüye ve öğrenmeye aç öğrencilerimle...

Mutlu ve gururluyum...

Bir ağaç dikin, bir çocuk sevin, bir öğrenmeye aç insana -hele ki gençse- bildiklerinizi gösterin. Öylesine açık yüreklilikle. Tavsiye ediyorum...

Yağmurlu ve umut dolu Mersin akşamından siz gönül dostlarıma en içten selamlarımı iletiyorum...