Yok, olmuyor! Doluya koyuyorum taşmıyor, boşa koyuyorum dolmuyor…
Bu şerefsizlik, bu yapılan çirkinlik-ahlâksızlık; zihnimden bir türlü gitmiyor…
Gelişmeler ve karar vericilerin üstünü kapama hevesi midemi bulandırıyor…
Sahte kemik raporları, takipsizlik kararları, dünya döndükçe başımızda durup bizi yönetesi koca koca devlet büyüklerimizin bu menfur olaya “erken yaşta evlilik” lafı, hâlâ tutuklamanın olmaması kanıma dokunuyor…
Birden sinirleniyorum yine, yeniden; kaldıramıyorum bu yapılanları ve düşünüyorum da, bu kadar kötü ve kötülük yoktu eskiden…
Her şeyin birbirine karıştığı garip bir dünyada yaşıyoruz. Yaşıyoruz sanıyoruz ya, bu mu yaşamak? Öyle çok aldanıyoruz…
“Ar, namus, haysiyet, dürüstlük, şeref ve vicdan; bunlardır insanı hayvandan ayıran” demiş ya insan evladının biri…
Kocaa bir yalan efenim, koskocaman bir yalan…
Bin yıllardır süregelen evrende, biri kızdığında diğerine; akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat anlamında “hayvan” deyivermiş hemen bir anda…
Sahi dostlar! 1 günlük de olsa ömrü, siz hiç tırtıla hallenen kelebek gördünüz mü?
Peki siz hiç kuzuya ilişen bir koçu, sıpayla münasebette bulunan bir eşeği; taya atın, civcive horozun, eniğe köpeğin, buzağıya boğanın birleşmek için girişimde bulunduğunu gördünüz mü?
Şerefi, dürüstlüğü, haysiyeti geçelim de; zira, göremiyoruz artık. Ar, namus ve vicdan; bunlardır HAYVANI İNSANDAN ayıran…
Çalan çırpan, yalan dolan, her türlü şerefsizliği sapkınlığı yapan; hep insan, hep insan…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.