1 Milyar Kişi Aç,1.8 Milyar Kişi Obez

Dünya Bakliyat Günü kutlandı

“1 Miyar kişi aç, 1,8 milyar kişi obez”

            Bu cümle Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir’in konuşmasından… Mersin Ticaret Borsası önderliğinde “Dünya Bakliyat Günü” kutlandı. Toplantıya Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Mersin Büyükşehir Belediye başkanı  Vahap Seçer, KKTC Mersin Konsolosu Zeliha Mendeli, MTSO başkanı Hakan Sefa Çakır, Mersin Üniversitesi rektör yardımcısı Prof. Dr. Mehmet İsmail Yağcı, MGC Başkanı Kaya Tepe, İçel Sanat Kulübü Başkanı Fatih Alkar, ASKON Başkanı Hasan Arslan, MESİAD başkanı Hasan Engin, Emniyet mensupları ve askeri yetkililer, gazeteciler ve yurttaşlar katıldı. Çok sayıda aşçı ve Üniversite öğrencisi tarafından hazırlanan bakliyat yemekleri servisi edildi.

            Etkinlikte Mersin valisi Ali Hamza Pehlivan, Büyükşehir belediye başkanı Vahap Seçer birer konuşma yaptı. Abdullah Özdemir de kendi özel üslubuyla salondakileri hem gülmekten kıran hem de hüzünlendiren bir konuşma yaptı. Konuşmanın içinde en çarpıcı bölüm “1 milyar kişinin açlık sınırında, 1,8 milyar kişinin ise obez” olduğu ifadesi idi.

            “FAO verilerine göre Dünya bakliyat üretimi son 30 yılda yüzde 81 artarak 53 milyon tondan 96 milyon tona yükselmiştir. 28 milyon tonla bu miktarın yüzde 29’unu gerçekleştiren Hindistan en önemli üretici konumundadır.

6 milyon ton ile Kanada ve 5 milyon ton ile Çin diğer önemli üreticilerdir.

Türkiye’de ise son 30 yılda bakliyat üretimi yüzde 20 azalarak 1,3 milyon tona gerilemiştir. Bu hacim ile Türkiye, dünya sıralamasında 15’incı pozisyondadır.

Üretim rakamları ürün bazında incelendiğinde ise Türkiye özellikle kırmızı mercimek ve nohutta ön plana çıkmaktadır.

Ülkemiz nohut üretiminde 3’üncü, kırmızı mercimek üretiminde 4’üncüdür.

Dünya-Türkiye Bakliyat Dış Ticareti

FAO verilerine göre dünya bakliyat ticareti 20 milyon ton düzeyindedir. Diğer açısından ise 15 milyar dolarlık bir pazar söz konusudur. Kanada, Avustralya, Myanmar ve Rusya en önemli ihracatçılardır. Türkiye ise miktar olarak incelendiğinde 5’inci ve değer açısından 4’üncü konumdadır.

Ürün bazında ise Türkiye kırmızı mercimek ihracatında 3’üncü, nohutta ise 5’inci sıradadır. TÜİK rakamlarına göre ülkemizin 2023 yılı itibariyle Bakliyatta:

Üretimi 1 milyon 309 bin tondur.

Özel Ticaret Sistemi istatistiklerine göre:

İhracatı 774 bin ton (647 milyon dolar). İthalatı 1 milyon ton (669 milyon dolar).

Mersin Açısından Tarım Sektörünün Önemi

Mersin ekonomisi açısından tarım ve gıda sektörünün özel bir önemi bulunmaktadır. Tarım ve gıda sektörü kent ekonomisinin can damarı durumundadır.

Mersin bitkisel üretim değerinde 3’üncü, tarımsal ihracatta 4’üncü, tarımsal gelirde ise 5’incidir. Yüzde 7 ile Türkiye sebze üretiminde ikinci, yüzde 12 ile meyve üretiminde birincidir. 2023 yılı ihracatının yüzde 68’i tarım ve gıda ürünleridir.

İlimiz yüzde 27 ile yaş meyve ve sebze, yüzde 89 ile bakliyat ve yüzde 41 ile narenciye ihracatında ilk sıradadır.

Mersin Ekonomisi Açısından Bakliyatın Önemi

Mersin sadece ülkemizin değil, dünyanın sayılı bakliyat ticaret merkezlerinden birisidir. Dünyanın hiçbir şehrinde, Mersin’deki gibi yoğun şekilde kümelenmiş bir bakliyat sektörü yoktur.

Ülkemizde bakliyat ürünlerinin işlenmesine dayalı sanayinin yaklaşık yüzde 70'i Mersin'de kuruludur. Benzer şekilde, ülkemiz bakliyat dış ticaretinin (toplam 1,8 milyon ton) yüzde 80'i Mersin üzerinden yapılmaktadır.

2023 yılında ülkemiz bakliyat ihracatının yüzde 89’unu Mersin’li firmalar gerçekleştirmiştir. Kentimizde 250’yi aşkın firma bu sektörde çalışmakta olup istihdama çok önemli katkı sağlamaktadır.

Mersin 2023 yılında bakliyat ihracatından 561 milyon dolar gelir elde etmiştir.

İhracat geliri açısından Irak, Sudan, Cezayir, Mısır, Almanya ve İtalya kentimizin en önemli bakliyat pazarlarıdır.

Türkiye'nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu içinde yer alan 11 Mersinli firmadan 6 tanesi bakliyat sektöründe faaliyet göstermektedir.

Ayrıca, Türkiye'nin En Büyük 1000 İhracatçı Firması arasına giren 15 Mersinli firmadan 9 tanesi bakliyat ihracatçısıdır.

10 Şubat Dünya Bakliyat Günü

20 Aralık 2013 yılında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ile 2016 "Dünya Bakliyat Yılı" olarak ilan edilmişti. Dünya genelinde gerçekleştirilen çok çeşitli etkinlikler ile "Dünya Bakliyat Yılı" kutlandı ve bakliyat üretimi-tüketimi konusunda önemli bir farkındalık yaratıldı. "Dünya Bakliyat Günü" ise 2016'da "Dünya Bakliyat Yılı" organizasyonları kapsamında ilk kez kutlandı.  Takip eden yıllarda da kutlanılmaya devam edildi.

2019 yılında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ile de her 10 Şubat resmi olarak "Dünya Bakliyat Günü" ilan edildi.

Bakliyatın İnsan Sağlığı ve Toprak Açısından Faydaları

Bakliyatın en temel özelliği yüksek besin değeri ile sağlıklı beslenmeye olan katkısıdır. Çağımızın en yaygın sağlık sorunlarından obezite, diyabet, kalp-damar hastalıkları, sindirim sistemi kanserleri ve gıda alerjisi ile mücadelede en güvenilir besin kaynakları arasındadır.

Dünya nüfusunun yüzde 10'luk bölümü maalesef açlık ile mücadele ediyor.

Bir milyarı aşkın kişi ise yetersiz beslenme nedeniyle sağlık problemleri yaşıyor.

Yüksek besin değerinin yanında dayanıklı olması ve kolay muhafaza edilebilmesi sayesinde bakliyat ürünleri, özellikle açlık ve yetersiz beslenme sorunu olan bölgelerde önemli bir rol oynamaktadır.

Toprağı azot bakımından zenginleştirir. Böylece toprak verimini artırır.

Bunu yaparken de kimyasal gübreye olan ihtiyacı büyük ölçüde azaltır.

Ayrıca, dönüşümlü (münavebeli) üretim yöntemi ile aynı topraktan sürekli olarak ve yüksek verimde ürün alınmasını sağlar.

Öneriler

A) Nadas Alanları ve Âtıl Arazilerde Bakliyat Üretimi Teşvik Edilmeli

İşlenen tarım alanı 239 milyon dekar.

Nadas alanı 30 milyon dekar.

Âtıl alan 20 milyon dekar.

Âtıl alanların yüzde 25’i ise sulamaya elverişlidir.

Bu alanların beşte biri dahi bakliyat üretimine yönlendirilirse arz açığı kalmayacağı gibi yerli üretim ile ihracat yapacak konuma yeniden kavuşabiliriz.

B) Havza Bazlı Destekleme Modeli Yeniden Ele Alınmalı

birer havza ilan edilmiş durumda.

Nohut 565, kuru fasulye 381 ve mercimek 266 havzada destekleniyor.

Her bir ürün “çok farklı bölgelerde” ve “fazla sayıda havzada” destekleniyor.

Dolayısıyla hem ismine uymuyor hem de amacına hizmet etmiyor.

Ana amaç kümelenme sağlayacak şekilde her havzada sınırlı sayıda ürünü desteklemek olmalı.

C) Bakliyatta Sertifikalı Tohum Üretimi ve Kullanımı Yaygınlaştırılmalı

Bakanlığımız tohumculuk konusuna son yıllarda büyük önem verdi.

Son 20 yılda tohumluk üretimimiz 9 kat, tohum ihracatımız 13 kat arttı.

Özellikle hububatta oldukça başarılı olduk.

Bu tabloyu bakliyata da yansıtmamız gerekmektedir.

D) Baklagiller Münavebeli Ekim Şartına Göre Zorunlu Hale Getirilmesi

Bakanlığımız münavebeli ekim sistemi konusunda oldukça önemli bir karar almıştı.

Bu karar ile 2018 yılından itibaren, bir parsele aynı tek yıllık bitki arka arkaya üç kez ekilirse, destek ödemesi yapılmayacağı ifade edilmekteydi.

Oysa Münavebeli ekimi teşvik eden bu model uygulanır, arazi denetimleri de sıkı bir şekilde yapılır ise büyük yarar sağlayacağı kanısındayız.

Üstelik baklagiller münavebeli ekim için en ideal ürünlerdir.

E) Su Kısıtlı Bölgelerde Nohut ve Mercimek Ekimi Teşvik Edilmeli

Bakanlığımızın Çölleşme Hassasiyet Haritasında ülkemizin yüzde 74’ü orta ve yüksek hassasiyet bölgesinde.

Dolayısıyla iklim şartlarını temel alan, ilave tedbir ve teşvikler içeren etkin bir üretim planlaması ile sektördeki konumumuzu güçlendirebiliriz.

Bu bağlamda; su kısıtlı bölgelerde nohut ve mercimek ekimini mutlaka teşvik etmeliyiz.

Kuraklığa uygun, dayanıklı tohum çeşitlerinin üretilmesi hususuna da önem göstermeliyiz.